İçimizdeki Şeytan – Sabahattin Ali

26 Şub İçimizdeki Şeytan – Sabahattin Ali

“İnsanın en zayıf tarafları, sormadan, araştırmadan, düşünmeden, kafalarını patlatmadan inanmak hususundaki hayret verici temayulleridir. Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır”

Sabahattin Ali’nin dönemin aydın geçinenlerine getirdiği ağır eleştiriler ve derinlemesine çizdiği insan portrelerini, tesadüflerle başlayan bir aşk hikayesi zemininde okuduğumuz harika romanı İçimizdeki Şeytan!

Kitabın ana karakteri Ömer bir gün tesadüfen eskilerden tanıdığı Macide ile karşılaşır ve görür görmez derin bir tutkuyla ona aşık olur. Macide ise, öğrenimi için ailesini bırakıp İstanbul’a gelmiş, akrabalarının yanında misafir olarak kalmaktadır. Ömer’in Macide’nin peşine düşüp ikilinin yakınlaşması ile gelişen olay örgüsünde; bir tarafta Macide’nin yaşadığı ortamda toplum baskısı, toplumun çıkarlara dayalı ahlak anlayışını sorgularken; Ömer’in sözde ‘aydın’ geçinen çevresinde ise, aslında bilgiden ve araştırmadan yoksun, sağdan soldan duyduğu, tartışmalarda tanık olduğu bir kaç düşüncenin peşinde körü körüne sürüklenen, yozlaşmaya ve ahlaksızlığa doğru giden ilişkiler yumağına tanık oluruz.

Ömer karakteri, sorumluluk almayı başaramayan, ağır sorumluluklar altında ezilen, kendi hayatının kontrolünü eline alma hayalleri kurarken hep ‘içindeki şeytan’a uyup kontrolünü kaybeden ve sonra her defasında pişmanlıklar yaşayan yeni yetme bir ‘aydın’dır. Macide ise Ömer’e tutkuyla aşıktır ama çevresine uyum sağlayamamakta ve Ömer’in çevresindeki ileri görüşlü aydın geçinenlerin sahteliğinden rahatsızdır…

Bir grup insan çevresinde dönen tüm olaylarda insanların kendi iç konuşmaları, sorgulamaları, dönemin, toplumun ve bu grubun temsil ettiği aydın kesimin sahte ahlak anlayışları, samimiyetsizlikleri karakterlerin gözünden yoğun bir şekilde eleştirilir…

Ömer’in bir iç konuşmasında hem kendine getirdiği yoğun eleştiri, hem de toplumdaki genel yapının eleştirisi, günümüzde de geçerli olan çok çarpıcı şu sözlerle ifade edilirken, okuyucuyu kendini ve içinde yaşadığı toplumu böylesine eleştirmeye teşvik eder:

“…ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması… İçimizdeki şeytan, pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu… İçimizdeki şeytan yok… İçimizde aciz var, tembellik var, iradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey, hakikatleri görmekten kaçmak ihtiyatı var…

Hiçbir şey üzerinde düşünmeye, hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle, kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz!”

O kadar gerçek, o kadar doğru ve o kadar geçerli ki günümüzde de, Sabahattin Ali’nin neden bu kadar önemli bir fikir adamı ve yazar olduğunu anlamaya sırf şu sözler bile yeter de artar, elbette zamanında neden anlaşılamadığı ve yargılanıp cinayete kurban gittini de…

Kitap adı: İçimizdeki Şeytan
Yazar: Sabahattin Ali
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa: 268
Baskı: 2015
Tür: Roman

icimizdeki-seytan-sabahattin-ali

#İçimizdeki Şeytan – Sabahattin Ali #İçimizdeki Şeytan #Sabahattin Ali

Kitap Etiketleri:
Yasemin Gül
yasonder@gmail.com

Aslen İzmir'li, sonradan İstanbul'lu. Aslen İşletme mezunu, sonradan Çocuk Gelişimi. Görünürde kariyer hedefleri olan bir beyaz yaka, ama aslen hep sanat heveslisi! Bu yüzden hep yazıp çiziyor, durmadan yeni bir şeyler deniyor. Aktif olarak kendi bloğunda da yazılarını ve denediklerini paylaşıyor. Edebiyatı, felsefeyi, tiyatroyu, sinemayı, yazı yazmayı, seyahat etmeyi, çiçekleri ve çocukları çok seviyor, 1 çocuk annesi.

7 Yorum
  • elifbeyza001@gmail.com'
    efil
    Posted at 00:25h, 26 Şubat Yanıtla

    Çok güzel yorumlamissiniz ben de yeni bitirdim çok gerçekti..

    • Yasemin Gül
      Posted at 16:54h, 26 Şubat Yanıtla

      Teşekkürler yorumunuz için:)
      Biz ne kadar anlatsak tabii Sabahattin Ali’ye az gelir, ben kendi adıma, yıllarca nasıl okumadığıma hayıflanıyorum..
      Umarım sizin gibi, bizim gibi beğenip tavsiye edenlerle okumayan kalmaz.

  • nyshrm.2012@gmail.com'
    Emre Byksndr
    Posted at 19:06h, 05 Haziran Yanıtla

    İnsanın iç dünyasının ve en büyük savaşın kendimizle yaptığımız savaş olduğunu gayet “fevkalede” bir dille anlatan bir kitaptı..

  • erdincbayrak43@hotmail.com'
    Erdinc bayrak
    Posted at 16:41h, 10 Temmuz Yanıtla

    Aynen yasemin hanim bende sabahattin ali ile sinop ta gorew yaptigimda cok ama cok gec tanidim ama suan tum kitaplarini okumus biri olarak soylemeliyim cok gec kalmisim herkesin sabahattin ali ile bulusabilmesi dileklerimle

  • hulyayigit72@hotmail.com'
    Hulya Evren Yigit
    Posted at 16:24h, 03 Aralık Yanıtla

    Yillar oncesinden boylesine önsezinin bedeli ölüm olmamaliydi!Zaten hep bu sekilde geri kalmadik mi!Bilgelik zamanimiza hala agir gelen bir sey!!!

  • kurtlar444@gmail.com'
    Cemal Karabaş
    Posted at 05:29h, 05 Mart Yanıtla

    Onca roman okudum. Sizin kadar romanın kalbine dokunan birine raslamadım. Tebrik ederim. Özellikle yaptığınız bir kaç alıntı o kadar zihin açıcı ki kitabı alıp okumaya karar verdim. . Bütün hikayelerini okumama rağmen nasıl olduysa bu kitabı okumamışım. Belki de elime geçmedi. Romanı kesinlikle çevreme tavsiye edeceğim. Yazarın gücü günümüze kadar uzanıyor. Yazar güncelliğini kaybetmemiştir.

  • gunolurasrabedeldir@gmail.com'
    Kemal Altun
    Posted at 01:15h, 26 Mart Yanıtla

    Yazar, Macide karakterindeki kadın tipini çok fena ezmiş. Türk toplumunda bu kadar haysiyetsiz bir kadın örneği yok. Komün hayatta ortak kullanılan bir meta gibi göstermiş kadın tipini.

Yorum yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

error: Yazılar izinsiz kopyalanmamalı!
Send this to a friend