23 Eyl Dava – Franz Kafka
Kafka’nın eserlerinden Dava, bize “Korku Çağı” diye adlandırılan, karanlık bir zamanı anlatır. İnsanlar artık kendi iradeleri ile değil, bu korku ile hareket ederler. Bu çağa korku egemen olmuştur. Hiç bir insanın sistemden daha değerli olmadığı bariz bir şekilde görülür. Bu zamanda her şey korku ile yönetilmekte, baskı hemen hmene her yerdedir. İnsanların kendi fikirleri yoktur. Her zaman kabullenme vardır. Tabi itiraz etme şansı vardır insanların kimi zaman ama bu itiraz sonrası neler olur neler olmaz belli değildir.
Dava kahramanı K. bir sabah kalkar ve tutuklandığını öğrenir. Tıpkı Dönüşüm’de ki gibi bir başlangıç ile karşılar bizi Kafka. İlk önceleri tutuklanma nedenini merak etsede sonradan bunu önemsiz bulmaya başlar. Artık her sabah kalktığında davasını düşünmeye başlar. Nu sorunu nasıl başından atabileceğini, nasıl bu davanın düşeceğini düşünmeye başlar. Yaşamının geri kalanı yani gelecek planları artık ertelenmiştir. Tek amaç bu davadır. Neler yapabileceğine bakar ve yapabileceği her şeyi yapmaya başlar. Elinden gelen her ne varsa onu yapar.
Fakat bir süre sonra umutsuzluk ve mutsuzluk başına bela olur. Artık bıkmıştır. Dayanamıyordur ve sürekli olarak kaybediyordur. K. sadece içsel sıkıntı çekmez. Aynı zamanda suçlanan biridir o toplum tarafından. Tutuklanmış, özgürlüğü olmayan bir suçludur. Kafka bize davasında da çaresizliği ve köşeye itilmişliği gösterir.
Her eserinde olduğu gibi Dava’da da bize anlatılmak isteneni vermiştir Kafka. Hemde bunu yüz yıl önce söylemiştir. Günümüz dünyasını en iyi şekilde tasvirlemiş, olacakları o zamanlada görmüştür.
Dava’da en çok beğendiğim eşsiz diyalog ise ressam ile olan diyalog. Nedendir bilmiyorum am ao diyalog o anı yaşamama ve o anın içine girmeme neden oldu. Dışarda oynayan küçük kız çocukları, yatağın yolun ortasında olması, satılmaya çalışılan resimlerin bir bir çıkartılması, ego savaşının davalı ve ressam arasında sürekli değişmesi, karşılıklı planların savaşı hepsi çok ama çok etkileyiciydi. Burada Kafka’nın eşsiz diyaloğunu bizlere en iyi şekilde aktaran Ahmet Cemal gibi bir yazar/çevirmen olunca, tam bir ziyafet çekiyorsunuz.
İyi okumalar.
Kitap adı: Dava
Orijinal adı: Der Process
Yazar: Franz Kafka
Çeviri: Ahmet Cemal
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa: 248
Baskı: 1999
Tür: Roman
#Dava – Franz Kafka #Dava #Franz Kafka
- Like
- Digg
- Del
- Tumblr
- VKontakte
- Buffer
- Love This
- Odnoklassniki
- Meneame
- Blogger
- Amazon
- Yahoo Mail
- Gmail
- AOL
- Newsvine
- HackerNews
- Evernote
- MySpace
- Mail.ru
- Viadeo
- Line
- Comments
- Yummly
- SMS
- Viber
- Telegram
- Subscribe
- Skype
- Facebook Messenger
- Kakao
- LiveJournal
- Yammer
- Edgar
- Fintel
- Mix
- Instapaper
- Copy Link
Ömer aksan
Posted at 11:23h, 21 AğustosHayatımda okuduğum en berbat kitap. Kısaca kitabı eleştirmek için bile harcanacak zamana yazık.
Nafis Eken
Posted at 05:31h, 01 AğustosKitabı okuduğuna eminmisin
Tuğba Doksar
Posted at 16:36h, 23 EylülŞato dan ve dönusumden sonra okudugum 3. Kitabi dava . Ve kesinlikle aralarinda en manidar en surukleyici en guzel kurguya sahip eseri budur. Inanilmaz derecede gercekci öngörüleri okudukça hayran kaldim . Ahmet cemalin çevirisi ve onsozu de halikuladeydi. Kafka bir efsane o gercek olamayacak kadar sıradışı . Bu adam su an yasamali ve ben onu tanimaliydim . Muthis bir tasfir yetenegi ve hayal gücü . Daha once kesfedememis olmama uzüluyorum. Ve kesinlikle tavsiye ediyorum . !
Hakkı KAYA
Posted at 18:10h, 23 AğustosOldukça yorucu bir kitap..
duru
Posted at 15:58h, 18 Kasımmerakla izleyip sonunu göremediğiniz bir film tadında…
Romanın sonu olmadığını keşke biri bana söyleseydi.
kesinlikle okumazdım…
okuyucunun kötü de olsa bir sonuç okumak isteyeceği aşikar.
bu isteği kesinlikle tatmin etmiyor.
Emre MÜLAYİM
Posted at 19:44h, 29 KasımBenim kitap okumayı seven ancak felsefi yada sanatsal veyahutta edebi bir çıkarım arayışında olmayanlar için oldukça yorucu ve sonu sonunu bekleyenler için hayal kırıklığına bağlı bir şaşkınlık duvara çarpmışlık yada bu mu yani hissi yaratan bir kitap. Bunu kişinin şöhretine tarzına saygısızlık olsun diye söylemiyorum elbette ama benim gibi sıradan okuyucular için rafına sadece “+1 okunmuş kitap” koymaktan başka bir sonuç vermiyor, vermeyecek.
Ayşegül Laçinler
Posted at 00:04h, 20 ŞubatDava,9 yaşındaki kızımla birlikte okuduğumuz kitap.
Bir yıldır başucumda okunmayı beklerken kızımın merakı ve isteğiyle okumaya başladım. Ben okuyorum o dinliyor, hem de zevkle.
Tam da ressam Titorelli ile olan diyalog kısmındayız.
Bitirdiğimizde tekrar yazmak üzere…
Kübra aksoy
Posted at 13:50h, 27 AğustosKitabı bi hafta önce bitirdim ama sanki bugün bitirmiş gibiyim yada daha bitirmemiş gibiyim. İşte kafam bu kadar karışık. Bu kitap beni niye bu kadar etkiledi bilmiyorum. Belkide okuduğum diğer kitaplardan farklı olduğu için. Şu anda hayatı sorgulama gereği duyurum. Aslında baktığımızda yazar kitabı bitirmemiş ve sonunu bitirmeyi bize bırakmış. Belkide bu yüzden kitabı sürekli düşünme sebebim. Kitaptan bi cümle ile bitirmek istiyorum sözlerimi: zaten insan hep başkaldırır.
Murat Ç.
Posted at 22:56h, 03 ŞubatBu kitap nasıl böyle ünlü olmuş anlamış değilim! Ne tam olarak ne anlattığı belli, ne de sonu bir şeye benziyor. Garip gerçekten!
Okur
Posted at 00:29h, 10 ŞubatŞuan okuyprum 168. Sayfadayım ve konu bütünlüğü yok cümlede hem anlamsızlık belirsizlik ve karmaşa herşey mevcut.panama yayınlarından ahmet alagöz ü önerdiler hiç araştırmadan aldım.satıcılarında kitap satma derdinde oldukları için saçma sapan tavsiyelerde bulunduklarını bu kitapla anlamış oldum.tam bir kayal kırıklıgı oldu benim için sırf kitabı yarım bırakmama huyumdan dolayı okuyacağım.kesinlikle tavsiye etmiyorum zaman kaybı.tabi benim okudugum çevirmenden de kaynaklanıyor olabilir.
Yavuz aslan
Posted at 12:14h, 16 ŞubatBu kitabı beğendiğini söyleyenler neyi beğendiğini bile anlatamıyor. sanırım ruh hastası tipler. Kitabı ısrarla okumaya çalışıp bitirdim ve yaptığım en büyük zaman kaybıydı
Fatma buyruk
Posted at 20:56h, 04 MartBu kitabı okurken yazarın hayatını bilmiyor olmak, kitabı sadece okumuş olmak için okumak, hayatta bazı şeylere karşı ortaya kendi fikirlerimizi koymamış olmak ve kendimizi düşünmeye sevk etmemek yalnızca beğenmeme sebebi olabilir.
Önder Akgün
Posted at 11:24h, 02 EylülBazı eserlerin gereğinden çok fazla abartıldığını düşünüyorum. Onlardan biri de bu roman. Konu bütünlüğü hiç yok. Sayfalarca süren sıkıcı ve gereksiz teferrualarda boğuluyorsunuz. Diyaloglar gerçekçi değil. Bir eseri sadece yazarından ötürü değerlendirenlerin kopardığı alkış tufanı aldatmasın sizi. Bitirebilirseniz sonunda ne okuduğunuz hakkında çok da fikir sahibi olamayacağınız kitaplardan.
Kitap kurdu
Posted at 03:01h, 26 OcakMüthiş bir yazar. Kalemi oldukça güçlü. Karabasan görürüz ya bazen tıpkı onun gibi. Mahkeme kalem odalarının olduğu yerde hissettiği baskı mesela ya da ressamın odasındaki. Ben de nefesimi tuttum resmen okurken. O baskıyı hissettim.