05 Kas Bugünü Yaşama Arzusu Schopenhauer Tedavisi – Irvin D. Yalom
“Sanırım Irvin Yalom beni tanıyor” diye düşünmekten kendimi alamadığım bu muhteşem kitapla ilgili ne söylesem az!
Yıllar önce okuduğumda Nietzsche Ağladığında beni nasıl etkilediyse -ki bunu daha önce paylaşmıştım- bu gün de bu kitap o şekilde etkiledi:
Zihnimi açtı, aydınlattı, uyandırdı, beni yükseltti ve hayatıma çok ama çok yukarılardan bakıp sorgulamamı sağladı, bildiğiniz tedavi etti!
Peki bu nasıl olabiliyordu, bir insan bir kitaptan nasıl bu kadar çok etkileniyor, hani Orhan Pamuk’un şu ünlü giriş cümlesindeki gibi “Bir gün bir kitap okudum, hayatım değişti” gibi iddialı bir cümleyi nasıl kurabiliyordu?
Bu sorunun yanıtıyla beraber, neden Irvin Yalom beni tanıyor herhalde diye düşündüğüme geliyoruz işte şimdi de, tam da sorgularken ve hayatla didişip dururken karşıma çıkıveren güzelim iki kitabının nasıl da, hayatımı değil belki ama, içinde bulunduğum duruma bakışımı değiştirdiğini de anlatmam gerekiyor aynı zamanda..
Ecce Homo’da “Hiç kimse bir şeyden -kitaplar da giriyor bunun içine- zaten bildiğinden çoğunu çıkarıp alamaz. Bir şey bize yaşantı yoluyla açık değilse onu duyacak kulak da yoktur bizde” diyen Nietzsche’yi haklı çıkaracak şekilde, bu kitap için hazır olduğum bir dönemde karşıma çıkması ve benim de almak istediklerimi aldığımı söylemem pek de yanlış olmaz.
Bu kadar kişisel bir giriş ve karmaşık uzun cümleden sonra hala okuyorsanız kitaptan da bahsedeceğim 🙂
Irvin Yalom’u bilenlerin şaşırmayacağı üzere yine psikolojik bir roman ve yine elbette bolca felsefeyle harmanlanmış bir yapıt.
Bu kez baş rolü ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenince dünyası altüst olan bir klinik psikolog ile felsefe ve hatta psikolojinin bu gün geldiği noktada son derece önemli bir etkisi olduğu tartışmasız olan en ünlü kötümser Schopenhauer paylaşıyor.
Roman boyunca kendini Schopenhauer ile özdeşleştirerek yolunu bulmaya çalışan psikolojik problemleri olan Philip karakteri aracılığıyla bir yandan da Schopenhauer ’in düşüncelerinin detaylarına iniyor yazar.
Philip ile yaptığı anlaşma sonucu onu dahil ettiği grup terapi derslerinin her birini okurken insan kendi içine dönüp sorgulamadan edemediği gibi, olayların akışı ve heyecanını hissedip bir sonraki bölümde neler olacağını merak etmekten de kendini alamıyor.
Diğer taraftan Schopenhauer’in hayatı ile ilgili okuduğumuz kesitler, filozofu tanıma ve düşüncelerinin kökenini sorgulama imkanı verirken, romanın içinde ustaca işlenmiş bu harika bilgi zenginliği baş döndürüyor.
Özellikle Schopenhauer’in annesi ile olan ilişkisi ve mektuplaşmalarının yer aldığı bölümler yazarın psikiyatrist kimliğinin kazandırdığı avantajla etkileyici ve hatta çarpıcı analizlere ışık tutuyor.
Grup terapi yapılan bölümlerde ise okuyucu, her bir karakterin sorunu ile yüzleşirken aslında en temel korkumuz olan ölüm korkusu, cinsellik, yalnızlık, kişinin kendini gerçekleştirme arzusu gibi bir çok “insani” olguyu da derinlemesine tartışma ve düşünme fırsatı buluyor.
Kitap bittiğinde zihninizde dolanan bir çok düşünce ve soru işaretiyle beraber tuhaf bir huzur duygusuna erişmenin hazzı birbirine karışıyor.
Hayatınızın nasıl bir evresinde olursanız olun, düşünen, sorgulayan, sorularına cevaplar arayan bir yapıya sahipseniz, psikoloji ve felsefe seviyor, ikisinin birlikte ustaca harmanlandığı romanları ilgiyle okuyorsanız bu kitap tam size göre.
Hele ki, yazmayı da seviyor ve bir süredir motive edici bir güç arıyorsanız, benim gibi, belki siz de hemen kaleme kağıda sarılırsınız benim gibi.
Şimdiden iyi okumalar.
Kitap adı: Bugünü Yaşama Arzusu Schopenhauer Tedavisi
Yazar: Irvin D. Yalom
Çeviri: Zeliha İyidoğan Babayiğit
Yayınevi: Kabalcı Yayınları
Sayfa: 420
Baskı: 2015
Tür: Roman
Bugünü Yaşama Arzusu Schopenhauer Tedavisi – Irvin D. Yalom
Arka kapak;
İki insanın anlam arayışının büyüleyici hikâyesi.
Julius eski hastası Philip Slate’i arayıp bulur. Philip için insanlarla ilişki kurmanın tek yolu sayısız kadınla yaşadığı cinsel ilişkilerdi ve Julius’un terapisi de bunu değiştirememişti.
Philip kötümser ve insansevmez filozof Arthur Schopenhauer’i okuyarak kendisini iyileştirdiğini iddia etmektedir. İnsanları umursamayan, kendi içine gömülmüş Philip gerçekten de ustası Schopenhauer’i anımsatmaktadır.
Julius ve Philip en sonunda pazarlık yaparlar. Philip, Schopenhauer öğretecek, buna karşılık da Julius onu terapi grubuna alıp insanlarla ilişki kurma yeteneklerini geliştirmeye çalışacak. Arayış peşindeki bu iki insan acaba birbirlerinin hayatlarını nasıl etkileyecek?
Irvin Yalom bu son romanında
Schopenhauer’in psikolojik hayatının
gerçek hikâyesini zarif bir biçimde romanına dahil ederek felsefe ve hayatı sorguluyor.
- Like
- Digg
- Del
- Tumblr
- VKontakte
- Buffer
- Love This
- Odnoklassniki
- Meneame
- Blogger
- Amazon
- Yahoo Mail
- Gmail
- AOL
- Newsvine
- HackerNews
- Evernote
- MySpace
- Mail.ru
- Viadeo
- Line
- Comments
- Yummly
- SMS
- Viber
- Telegram
- Subscribe
- Skype
- Facebook Messenger
- Kakao
- LiveJournal
- Yammer
- Edgar
- Fintel
- Mix
- Instapaper
- Copy Link
Fatma Demirci
Posted at 17:22h, 09 OcakYalom’un birçok kitabını okudum. Benim için edebiyat ve psikoloji ayrı ayrı değerli ve ilgi çekici alanlar. Bu ikisini eşsiz bir şekilde biraraya getiren harika bir yazar. Bugünü Yaşama Arzusunu okurken hiç bitmesin istemiştim.