14 Eyl Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat – Stefan Zweig
Yoğun anlatımların yazarı olarak gördüğüm büyük usta Stefan Zweig’in muhteşem romanı. Çok kısa bir kitapla bu etkiyi nasıl başarabiliyor anlamış değilim. Aynı etkiyi Satranç ile de sağlayan Stefan Zweig, bu kez orta yaşlarını biraz geçmiş bir kadının öyküsü ile bunu yapıyor. Kitabın her paragrafı ayrı bir öykü çıkartabilecek yoğunluğa ve kaliteye sahip iken yazar Stefan Zweig seksen sayfada bu kitabı bitirmiş. Fakat sanmayın ki bir çırpıda geçilebilecek cinsten. Dolu dolu bir kitap okuyorsunuz. Beyninizde hissediyorsunuz her bir sayfayı. Tıpkı Satranç’da aldığınız o anlatım hazıını burada da yaşıyorsunuz.
Çok saygı duyduğum, -hatta duyduğumuz desek daha doğru olacaktır- Maksim Gorki, Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat için, “Böylesine derin bir kitap daha okumadım diyebilirim.” demiş. Böylesi büyük üstadlardan bu tip sözler duymak, şu an yapılan bu tip sözlere benzemez. Yaşadığımız dönemde bir çok sanatçı, bunu bir reklam aracı olarak kullanabilir fakat, büyük üstadların yaşadığı o zamnalarda bu sözler gerçekten çok ama çok değerliydi. Maksim Gorki gibi bir usta böyle bir söz söylüyorsa o kitap derin bir kitaptır. Zaten kitap sizi birkaç sayfada ne kadar derin oladuğunu, ne kadar yoğun olduğunu ve ne kadar güzel bir anlatıma sahip olduğunu gösteriyor.
“Başka insanların yüzünde mutluluğun ya da sarsıntının izlerini görmek, içinde korkunç bir hareketsizlik olan benim için cezbediciydi.”
Hikayemiz otelde bir grup tatilci ile başlıyor. Oteldeki bir yakışıklı herşeyi altüst eder ve bir kadın ile birlikte kaybolur. Fakat kadın evli ve çocuklu asil bir kadındır. Böyle bir şeyi nasılş yapar? Kayıplara karışan kadın yani Madame Henriette aslında kendi halinde mazbut bir kadındır. Ama bu hareketinden sonra arkasından söylenmeyen şey kalmaz. 24 saattir tanıdığı genç bir adam ile nasıl gider? Çocuklarını nasıl bırakır? Kocasını bu şekilde bırakmaya ne hakkı vardır? Önyargı, aşağılama, yargısız infaz tam gaz devam etmektedir. Madam Henriette’yi savunan tek bir kişi vardır. O kişi anlatıcımızdır. Anlatıcımız konuya yüzeysel değil, daha derin bir şekilde yaklaşır. Fakat kimse onun bu davranışını onaylamaz. Savunan anlatıcımız bile önyargının kurbanı olmak üzeredir diğerleri tarafından. Sadece bir kişi onun bu davranışını çok beğenir. Mrs. C. anlatımız ile konuşmak ister. Ona hayatının 24 saatlik bir zamanını anlatmak istediğini söyler. Bir kadının hayatından sadece 24 saat. Neleri nasıl değiştirdiğini, nelerin neleri kaybettirdiğini gösteren 24 saat. Çok ama çok kısa gibi görünen, fakat bir ömre bedel olan 24 saat.
Stefan Zweig tüm eserleri okunması gereken eşsiz bir yazar. Her ne kadar keşke demeyi sevmesemde bu durum bir keşke hakediyor. Keşke intihar etmeselerdi ve bize daha çok eser kazandırsalardı…
İyi okumalar.
Kitap adı: Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Orijinal adı: Vierundzwanzig Stunden aus Dem Leben Einer Frau
Yazar: Stefan Zweig
Çeviri: Mahmure Kahraman
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa: 80
Baskı: 2015
Tür: Roman
#Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat – Stefan Zweig #Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat #Stefan Zweig
- Like
- Digg
- Del
- Tumblr
- VKontakte
- Buffer
- Love This
- Odnoklassniki
- Meneame
- Blogger
- Amazon
- Yahoo Mail
- Gmail
- AOL
- Newsvine
- HackerNews
- Evernote
- MySpace
- Mail.ru
- Viadeo
- Line
- Comments
- Yummly
- SMS
- Viber
- Telegram
- Subscribe
- Skype
- Facebook Messenger
- Kakao
- LiveJournal
- Yammer
- Edgar
- Fintel
- Mix
- Instapaper
- Copy Link
Kitap Notları
Posted at 01:19h, 14 EylülBu romanı ben de okuyup çok sevmiştim. Zweig ne yazsa okurum gibi geliyor, öyle bir anlatım gücü var. Sabahattin Ali’ye benzetiyorum. İkisi de kısacık romanlara çok şey sığdırıyor. İnsan psikolojisiyle çok ilgililer ve insancıllar.
ayşegül'ün güncesi
Posted at 12:34h, 17 ŞubatKitap gerçekten harikaydı. Ben de kendi blogumda yorumunu yaptım. Bakmak isterseniz:
sirinkitaplik.blogspot.com.tr/2018/02/bir-kadinin-hayatindan-24-saat-stefan.html
Deniz
Posted at 16:15h, 03 OcakGerçekten eşsiz yazılmış bir hikaye.
Çıkarılan bir sürü ders var fakat bence en önemlisi kendimize karşı dürüst olmamamız gerektiği.Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.