09 Mar Beton Ada – J. G. Ballard
Genç, yetenekli, zengin, evli ve çocuklu mimar Robert Maitland, otobanda hızlı bir şekilde giderken virajı alamaz ve kaza yapar. Üç otobanın kesişim noktasındaki bir beton trafik adasında mahsur kalır. Hiç kimse onu görmez. Hiç kimse dikkat etmez bu kazaya. Herkes kendi mühim ve çok acele işleri ile uğraşmaktadır. Hayat hıphızlı akmakta ama kimse görmemektedir sadece bakmaktadırlar. Fakat Maitland’ın kaza yapmış Jaguar’ına kimse bakmamaktadır. Hayat Maitland olmadanda gayet ilerleyebilir durumdadır ve hızından hiçbir şey kaybetmemiştir.
Ballard çok derinlerde kalmış içgüdülerimize sesleniyor. Kendimizi sorguya çekmemizi ve derinliklerimiz neler olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda modern hayatlarımızda herşeyi ne kadar hızlı bitirdiğimizi herşeyi ne kadar hızlı yaşadığımızı ve bu hızla hiçbir şeyi görmediğimizide bize gösteriyor. Kimsenin zamanı yok herkes bir yerlere geç kalıyor asla çevresine bakmıyor. Kendi hayatlarımızdan bir an sıyrılıp, dışarıdan baktığımızda Ballard’ın anlatmak istediğini anlıyor ve kurduğu bu ütopyavari kurgunun ne kadar olabilir olduğunu görüyoruz. Hangimiz kaza yapmış bir araba görünce onun yanına gidip yardım lazım mı diye sorar ki? Hele ki büyük bir otobanda, çevrede hiçbir evin olmadığı, sadece beton yığını yolların, köprülerin, altgeçitlerin, üstgeçitlerin olduğu bir yerde. Tabi burda güven sorunu diyeceksiniz, haksız da sayılmazsınız. Ama bu güvensizliğide bizler yapmadık mı?
Adaya dahil olan Proctor ve Jane ile birlikte aklınıza hemen Lennie ve George geliyor. Fakat bu karakterler biraz daha farklı hal ve durumdalar. Tam olarak çözmeniz için birkaç sayfadan fazlası gereken bu karakterlerin ihtiyacı olan şey yönetilmek. Maitland bunu farkettiğinde ise içindeki vahşi uyanıyor. Artık onlara yaptıkları genç, yetenekli, zengin, evli ve çocuklu mimar Robert Maitland davranışları değil, hemen hemen herkesde olan ama bastırılmış, içgüdüsel hareket eden bir vahşi haline geliyor. Dost olmuş gibi görünürken ölüme gönderebiliyor, sevgisini sunduğunu sandığınızda sadece kullanıyor ve sadece kendi planları için insanları vahşice kullnıyor. Bu size tanıdık geldi mi?
Beton Ada’ya başladığımda oldukça ağır giden bir hikayeyle karşı karşıyayım diye düşündüm. Fakat kitabın yarılarına geldiğimde elimden bırakamadığım sürükleyiciliğine kapıldığım bir kitapla karşılaştım. Elimden bırakamadan bir solukta okudum. Yazar o kadar iyi bir kurgu işlemiş ve bunu o kadar incelikle sunmuşki ilk zamanlarında sıkılabilir olduğunuz kitabı, sonrasında elinizden bırakamaz duruma getirmiş. Herkesin okumasını tavsiye ettiğim çok ama çok iyi bir eser Beton Ada.
İyi okumalar.
Kitap adı: Beton Ada
Orijinal adı: Concrete Island
Yazar: J. G. Ballard
Çeviri: Gökçe Metin
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa: 141
Baskı: 2004
Tür: Roman
#Beton Ada – J. G. Ballard #Beton Ada #J. G. Ballard
- Like
- Digg
- Del
- Tumblr
- VKontakte
- Buffer
- Love This
- Odnoklassniki
- Meneame
- Blogger
- Amazon
- Yahoo Mail
- Gmail
- AOL
- Newsvine
- HackerNews
- Evernote
- MySpace
- Mail.ru
- Viadeo
- Line
- Comments
- Yummly
- SMS
- Viber
- Telegram
- Subscribe
- Skype
- Facebook Messenger
- Kakao
- LiveJournal
- Yammer
- Edgar
- Fintel
- Mix
- Instapaper
- Copy Link
Bu Ay Okuduklarım - Mart 2015
Posted at 19:29h, 31 Mart[…] Genç, yetenekli, zengin, evli ve çocuklu mimar Robert Maitland, otobanda hızlı bir şekilde giderken virajı alamaz ve kaza yapar. Üç otobanın kesişim noktasındaki bir beton trafik adasında mahsur kalır. Hiç kimse onu görmez. Hiç kimse dikkat etmez bu kazaya. Herkes kendi mühim ve çok acele işleri ile uğraşmaktadır. Hayat hıphızlı akmakta ama kimse görmemektedir sadece bakmaktadırlar. Yazının devamı için… […]