23 Tem Madam Bovary – Gustave Flaubert
Her şey, youtube’da film fragmanlarına bakarken başladı. Klasiklerin filmlerini ararım bazan. Tabi Hollywood bu konuda pek iyi değil malumunuz. Fragmanlar muhteşem hazırlanır ama film bomboş, bir sürü yer kesilmiş atılmıştır. Özellikle Anna Karenina filmini izledikten sonra büyük hayal kırıklıkları oluşturmuştu bende.
Neyse, tabi filmini izlemeden önce kitabını okumak gibi bir hastalığım var benim. Bir süredirde klasik okumamıştım, Flaubert ise hiç okumamıştım.
Şimdi ne diyeceğimi bilmiyorum. Bir klasik romanda bu kadar sıkılmamıştım. Kitap 385 sayfa, üç dört günde bitirebilirim dediğim kitabı on gün gibi bir sürede zorlayarak bitirdim. Klasiklerin başları sıkıcıdır evet, ilk 80 – 100 sayfa öyle sıkar, betimlemeler vs vs. Bu kitapta öyle başladı öyle devam etti, öyle de bitti.
Neyse, konuya gelirsek, Madam Bovary aslında çok hanım hanımcık bir kadınken, Charles denen gariban bir doktorla evleniyor genç yaşta. Tabi bu durum bize hiç yabancı değil. Masal devam ediyor çoluk çocuk derken, Madam Bovary, kocasını sevemez olduğu için, Leon adında genç bir adama aşık oluyor. Leonda ona karşı boş değil tabi. Lakin bu aşk yaşanamıyor, itiraflar edilemiyor ve Madam Bovary Leon’u tatlı bir platonik aşk olarak kalbine gömüyor.
Derken bir zaman sonra Radolphe adında bir kazanovaya rastlıyor. Öyle ki Radolphe, şerefsizin biri diyebilirim. Tek amacı aslında Bovary’ı yatağa atmak filan. Tabi bu hususta çok kibar yaklaşımlarda, tatlı dille Madam Bovary’ı aşığı ediyor ve onu her zaman umutlandırıyor. Öyle ki Madam Bovary tüm geleceğini Radolphe’a bağlamışken Radolphe oyunu kesiyor ve ondan kaçıyor. Tabi bu durum Bovarylerde büyük bir çöküşe neden oluyor. Madam Bovary uzun bir süre yataklara gömülüyor, Charles her şeyden habersiz ve çaresiz aşk dolu eşine bakıyor. Borçlanıyorlar. Borçlandıkça, borcu borçla ödemeye kalkıyorlar.
Tabi bir süre sonra Leon ortaya çıkıyor, yine uzun betimlemeler, bitmeyen anlatımlardan sonra bu sefer Leonla aşk yaşıyorlar. Garibim Charles tabi her şeyden habersiz dolanıyor ortalarda. Öte yadan borçlar birikince, Emma (Madam Bovary), tüm gururunu yutup Radolphe’ye den borç para istiyor ama alamıyor, büyük bir kavga çıkıyor ve Emma intihar ediyor. İntiharı ise bir zehir içerek gerçekleştiği için, ölümü de acı ve yavaş oluyor.
Ölümünden sonra Charles, mektuplaşmaları görüyor ama o kadar iyi niyetli ki, kızsa da daha sonrasında bir şey yapmıyor. (ne yapacak ki ?) Sonra o da üzüntüden ve kahırdan ölüyor.
Eser, romantizm unsurlarını barındırıyor tabi. Topluma karşı, ahlaka karşı bir dolu eylem var. Kitap için tam bir klasik denebilir. Teknik olarak tüm öğeleri barındırıyor. Ama bir okuyucu olarak çok eğlendiğimi söyleyemem. Hatta bitirmek için inat ettiğimi söyleyebilirim. Her ne ise.
Belki siz seversiniz, sevmişsinizdir.
Diğer yazılarım için: www.ekinbulut.com
Kitap adı: Madam Bovary
Orijinal adı: Madame Bovary
Yazar: Gustave Flaubert
Çeviri: Sabri Esat Siyavuşgil, Nurullah Ataç
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları / Hasan Ali Yücel Klasikleri Dizisi
Sayfa: 295
Baskı: 2016
Tür: Roman
Madam Bovary – Gustave Flaubert
Arka kapak;
Gustave Flaubert (1821-1880); 1857’de yayımlanan ve kamuoyunda hayat-edebiyat ekseninde ciddi tartışmalar yaratan ilk romanı Madame Bovary’den insanın bilmeyle olan derin mücadelesine odaklanan ancak tamamlayamadığı son romanı Bouvard ile Pécuchet’ye her romanında farklı yollar deneyen 19. yüzyılın en yenilikçi klasiklerinden biridir.
1856’nın son aylarında tefrika edilen Madame Bovary ise, yayımlanışının 150. yılı arifesinde, Hasan Âli Yücel Klasikler dizisinde çeviri edebiyatımızın iki önemli ustasının çevirisiyle
yeniden yayımlanıyor.
Nurullah Ataç (1898-1957): Hasan Âli Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nun başkanı olmanın yanısıra, gerek çevirileri gerekse denemeleriyle Türkçeyi baştan aşağıya yenileyen bir
edebiyat ve dil ustasıydı.
- Like
- Digg
- Del
- Tumblr
- VKontakte
- Buffer
- Love This
- Odnoklassniki
- Meneame
- Blogger
- Amazon
- Yahoo Mail
- Gmail
- AOL
- Newsvine
- HackerNews
- Evernote
- MySpace
- Mail.ru
- Viadeo
- Line
- Comments
- Yummly
- SMS
- Viber
- Telegram
- Subscribe
- Skype
- Facebook Messenger
- Kakao
- LiveJournal
- Yammer
- Edgar
- Fintel
- Mix
- Instapaper
- Copy Link
İREM A.
Posted at 20:50h, 09 EkimAna kahraman kadın olan romanları okumaktan büyük zevk duyarım. Hemen hepsinde kadın kahraman ya yeni bir hayata başlar ya da yeni bir hayata başlamak üzere büyük adımlar atmaktadır. Bu kitapta ise bunların tam tersine Madam Bovary hayatında bir noktada sıkışıp kalmış bir zavallıdır. Zaman zaman hayatına başkaları dahil olur . Hepsinde buna karşı direnir ve iffetini korumaya çalışır.Ama aslında yaptığı tek şey kendisine ve yaşadığı evde herkese hayatı eziyet haline getirmektir. Eşi ise aşktan gözleri kör olmak sözünün maalesef ki tam karşılığı. Baktığımız zaman Madam Bovvary zaten kronik mutsuz bir insan.Yani şahsi düşüncem zaten mutlu olması pek muhtemel birisi değil.Hayatında en çok istediği şey olan o büyük aşk onu yakalasa bile. Asıl romana gelirsek de olay döngüsü ve yazarın akıcı dili size romanı bir solukta okutacaktır zannediyorum . Hatta Madam Bovary’ye karşı sempati duymaya bile başlayabilirsiniz.
Ebru Durmaz
Posted at 21:20h, 23 TemmuzFlaubert, Vadideki Zambağı okumadan yazsaydı Madam Bovary’’nin satırlarında karşılaştığım eş sahneler ve betinlemeler yerine neler kullanırdı acaba ? Birbiri ardına okuduğum bu iki eserden birinin bir diğerinin esinlenme kaynağı olduğunu satırlarda gördüm. Konusu esasıyla farklı olduğu halde zorlanarak esere duyduğum saygıdan dolayı bitirdim . Ben sevemedim.