31 Tem İsa’nın Oğlu – Denis Johnson
İsa’nın Oğlu, Denis Johnson tarafından yazılmış az biraz sert bir kitap. Yeraltı eseri demek belki daha doğru olur. Sert kitap dediysem korkulacak bir şey yok. Aslında hayatın birebir aynısı. Hayat her insan için toz pembe değil biliyorsunuz. Hatta kimseye karşı toz pembe değil eğer pembelik alacak kadar paran yoksa.
Denis Johnson bize kaybetmişlerin, belki de kaybetmek isteyenlerin öyküsünü anlatıyuor İsa’nın Oğlu ile. Bunu hayatın kendisi gibi sert bir dil ile yapıyor. İşi çok fazla uzatmıyor bunu yaparken. Yani allem kullem yok. Kitap, karakterin farklı yerlerde, farklı anıları ile şekilleniyor. Tüm anlatım bu öyküler üzerinde. Aklınızda kalanlar açısından bu hikayeler bahsettiğim gibi hayatın ta kendisinden. Ama acı ama tatsız ama sert. Tabi yer yer güzellikler de yok değil. Fakat kitabın genel havası gerçekçi bir anlatım üzerinde. Bu anlatımı sevip sevmemek ya da sevememek ayrı bir konu elbet. Ama burada güzel ve devamı olsa da okusak diyeceğimiz türden bir kitap var.
Özellikle yer altı serisi severlerin çok seveceği bir kitap. Hayal ile gerçeğin nereden başladığı nerede bittiği konusunda enteresan düşünceleri olanlarında seveceği bir kitap. Kısacası yeraltı edebiyatı severlerin çok seveceği bir kitap. Tek eleştirebileceğim kısım kitabın oldukça kısa olması. Sanki az biraz daha uzun olsaydı ya da biraz daha çok hikaye barındırsaydı bıraktığı etki daha iyi olacaktı diye düşünüyorum.
İyi okumalar.
Kitap adı: İsa’nın Oğlu
Orijinal adı: Jesus Son
Yazar: Denis Johnson
Çeviri: Emre Kızılkaya
Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
Sayfa: 96
Baskı: 2005
Tür: Roman
İsa’nın Oğlu – Denis Johnson
Arka kapak;
Denis Johnson İsa’nın Oğlu’nda adeta halüsinasyon gibi, benzersiz bir Amerikan portresiyle çıkıyor karşımıza… Ve Chuck Palahniuk’un deyişiyle, “kurmaca bir yapıtta bugüne dek tasvir edilen en dürüst ve en gaddar sahneleri içeren” bu portrede, marazi ilişkiler, anlamsız bir şiddet ve uyuşmuş beyinlerin şiddet karşısındaki duyarsızlığı ön plana çıkıyor. Birbirine bağlanan bu hikayelerin bir tarfik kazasından ve aşırı dozda eroinden sonra sağ kalan, dokuz canlı isimsiz anlatıcısı “kutsanmış” mıdır yoksa? Düzenbazdır, yalan söyler, hırsızlık yapar belki ama etrafında olup biten her şeyin içyüzünü olağanüstü bir kesinlikle ve benzersiz bir yalınlıkla dile getirme yeteneğine sahiptir.
Johnson uyuşturucu ve alkol bağımlılığının patolojisini, vurdumduymazlığa varan, zaman zaman içimizi ezen, zaman zaman da kanımızı donduran bir soğukkanlılık ve gerçekçilikle anlatıyor. Onun karakterleri ufak tefek suçlarla, derin bir usançla, rahatsız edici, çılgınca bir mizah anlayışıyla örülü, amaçsız dünyalarında, yoğun bir alkol ve uyuşturucu pusunun içinde yollarını bulmaya çalışıyorlar. Düşlerin gerçek taklidi yaptığı; halüsinasyonun nerede başladığının, gerçeğin nerede bittiğinin kolay kolay kestirilemediği bir dünya bu. Yine de ilk bakışta duyarlıktan ve heyecandan yoksun gibi görünen bu hikayelerde umut ışığı hiç de eksik değil.
Johnson’ın daha önce yayımladığımız Melekler adlı romanında da sergilediği sıradan olanı olağanüstü kılma becerisi bu anlatıda bir şairin sesine bürünüyor. Romandan hikayeye, şiirden oyuna farklı türlerde kalem oynatan yazar, bu yapıtında “düzyazıdaki” şiir”e alabildiğine yaklaşıyor. Her şeyi iyice damıtarak, öze indirgeyerek…
- Like
- Digg
- Del
- Tumblr
- VKontakte
- Buffer
- Love This
- Odnoklassniki
- Meneame
- Blogger
- Amazon
- Yahoo Mail
- Gmail
- AOL
- Newsvine
- HackerNews
- Evernote
- MySpace
- Mail.ru
- Viadeo
- Line
- Comments
- Yummly
- SMS
- Viber
- Telegram
- Subscribe
- Skype
- Facebook Messenger
- Kakao
- LiveJournal
- Yammer
- Edgar
- Fintel
- Mix
- Instapaper
- Copy Link
Bu Ay Okuduklarım - Nisan 2016 - Kargadan Notlar
Posted at 00:45h, 02 Ağustos[…] İsa’nın Oğlu, Denis Johnson tarafından yazılmış az biraz sert bir kitap. Yeraltı eseri demek belki daha doğru olur. Sert kitap dediysem korkulacak bir şey yok. Aslında hayatın birebir aynısı. Hayat her insan için toz pembe değil biliyorsunuz. Hatta kimseye karşı toz pembe değil eğer pembelik alacak kadar paran yoksa. Yazının devamı için lütfen tıklayın. […]