15 Oca Bağdat’ın Aslanları – Brian K. Vaughan
Son zamanlarda okuduğum en iyi çizgi roman diyebilirim. Evet oldukça iddalı oldu biliyorum ama kesinlikle öyle. Çok iyi olmasını umduğum bir çok çizgi roman hayal kırıklığından başka bir şey vermez iken, Bağdat’ın Aslanları, umduğumdan fazlasını verdi. Üstüne bir de bu öykünün gerçek olması ve gerçek olmama gibi bir durumunun zaten olmayacağını düşünmem tuz biber oldu.
Üst paragrafda son cümle ile ne demek istedi bu yorumları yorumdan başka herşeye benzeyen kişi diyebilirsiniz. Demişsinizdir belki de. Ben olsam derdim. O cümlede demek istediğim şu aslında. Bu öykünün gerçek olmaması gibi bir şansı yok. Çünkü dünya kahramanı amerikan askerlerinin nerede neler yaptıklarını az çok hepimiz tahmin edebiliyoruz değil mi? Hala onları hollywood filmlerinde ki gibi düşünen, onları kahraman gibi görüp hareket eden varsa bir zahmet sayfanın sağ üst köşesinde ki şirin mi şirin çarpıya tıklasınlar. Şaka şaka tıklamasınlar okusunlar. Mevlana felsefesinin bir kısmı ile hareket eden bir siteyiz biz. Gel her ne olursan ol yine gel diyoruz. Yok aslında onu da tam olarka demiyoruz ama neyse. Şimdi burdan da “muhafazakar lan bunlar” diyip kaçan, Mevlana bilmezler çıkabilir. Ne zor bu dönemde yazı yazmak yahu nereden ne yazsak hemen bir taraf oluyoruz sanki. Çok zor gerçekten yaşamak kadar zorlaştı yazı yazmak. Hep bir korku içinde olduk. Korkularla büyütüyorlar bizi, korkularla yönetiyorlar kocaman bir koyun sürüsü gibi. Üzerimize gelen bir kaç köpek ve tanımlayamadığımız bazı sesler yeterli oluyor bize..
Konu fena dağıldı ama tamam topluyorum. Gidin alın ve okuyun bu güzel çizgi romanı. Çok topladım tamam biraz dağıtıyorum. Bağdat’ın Aslanları, Brian K. Vaughan’nın, Irak topraklarında yaşananların sadece bir kısmını yazdığı bir çizgi roman. Hiç birimiz orada neler olduğunu neler yaşandığını bilmiyoruz. Organları için öldüren insanlardan, silah denemelerine kadar herşeyin serbest olduğu bir alan düşünün. Ölüm dediğimiz en korkulanımız bile orada o kadar serbest durumda ki bir amerikan askeri bir insanı öldürdüğünde bana saldırıyordu kendimi savundum diyerek herşeyden sıyrılabiliyor. Hiç bir ülke ve ne yazık ki hiç bir güç çıkıp sen ne yapıyorsun da diyemiyor. Ne kadar korkunç değil mi? Değil değil mi? Çünkü biz sıcak evlerimizde gayet rahatız. Tek derdimiz girdiğimiz cafede nasıl wifi olmaz?
Hayvanat bahçesinde bir hayvan olduğunuzu düşünün. Savaş başlıyor ve uçaklar bir yerleri bombalıyor. Tanklar geliyor bir yerlerden bir yerlere. Her yer de yıkıntılar ve cesetler. Kaçmaya başlıyorsunuz canınızı kurtarmak için içgüdüsel olarak. Sonra hiç sebep yokken hiç uğruna ateş açılıyor ve o ateşler sizi de yakıyor. Yere düşüyor son bir kez dünyaya bakıyorsunuz. Gördüğünüz en son şey kırmızı beyaz çizgilerin sol üst köşesinde ki bir mavi kare içinde beyaz yıldızlar oluyor. O yıldızlardan gözünüzü kaydırıp, gerçek yıldızlara bakıyorsunuz. Gerçek yıldızlar bu kadar güzelken bu resmedilenler neden bu kadar korkunç diye düşünüyorsunuz. Sonra yıldızlar büyüyor ve hiçlik sizi sarıyor. Son nefes aslında son nokta oluyor. Karanlık bir hiçbir şey. Bilinmez bir yoklukda yok oluyorsunuz. Herşey bitiyor. Yeryüzünde kurtulunması gereken bir et parçasından başka bir şey değil artık o bir zamanlar üzerine titrediğiniz bedeniniz. Kokan bir et parçası sadece. Kurtların yemek için beklediği bir yığın, kocaman bir öğün…
Hepinize iyi okumalar.
Kitap adı: Bağdat’ın Aslanları
Orijinal adı:
Yazar: Brian K. Vaughan
Çevirmen:
Yayınevi: Marmara Çizgi Yayınları
Sayfa: 160
Baskı: 2015
Tür: Çizgi Roman
- Like
- Digg
- Del
- Tumblr
- VKontakte
- Buffer
- Love This
- Odnoklassniki
- Meneame
- Blogger
- Amazon
- Yahoo Mail
- Gmail
- AOL
- Newsvine
- HackerNews
- Evernote
- MySpace
- Mail.ru
- Viadeo
- Line
- Comments
- Yummly
- SMS
- Viber
- Telegram
- Subscribe
- Skype
- Facebook Messenger
- Kakao
- LiveJournal
- Yammer
- Edgar
- Fintel
- Mix
- Instapaper
- Copy Link
Sorry, the comment form is closed at this time.