30 Ara Yabancı – Albert Camus
Albert Camus, Yabancı adlı romanında, hayatı yaşamaya değer görmeyen, ölümü bile rahatsız edici bir doğallıkla kabullenebilen, etrafındaki insanların düşünce kalıplarından uzak bir karakterin birinci ağızdan hikayesini anlatıyor.
Kitap, söz konusu kahraman Meursault’un annesinin ölümü ile başlıyor. Meursault’un bu ölüm karşısında gösterdiği soğukkanlı tutum, hikayenin kalan kısmında baş kahramanımızı tanıdıkça, olağan görünmeye başlıyor. Çünkü o, hayatı istediği, arzu ettiği şekilde yaşamakla beraber, bu hayatı sorgulamaya ve başına gelen olaylar yüzünden üzülmeye değer görmemektedir. Fakat onun bu tutumu, çevresindeki insanlar tarafından anlaşılmaz, garip hatta tekinsiz bulunur. Ve ansızın, plansız ve tamamen tesadüfi bir biçimde gelişen cinayet sonunda, Meursault hayatının kendi kontrolünden çıkıp, çevresindeki bu insanların kontrolüne geçtiğini fark eder ve kitap trajik bir hal alır.
Sade bir dille ve aslında basit bir olay örgüsüyle, ‘neredeyse tamamen nesnel’ biçimde anlatılan bu kitap, okuyucuya geçirmeyi başardığı duygularla, en az Meursault kadar garip, tekinsiz ama etkileyici bir hikaye sunuyor.
Kitaptaki en alelade görünen karakterlerin bile – buna kaybolmuş bir köpek de dahil – hikayeye ne büyük bir katkıda bulunduğunu kitabı bitirdiğinizde anlıyor, en basit cümlelerin üzerine uzun uzun düşünülecek anlamlar taşıdığını fark ediyorsunuz. Bu nedenle bir değil, birçok kez okunabilecek, Le Monde’un yüzyılın yüz kitabı listesine taşıdığı, kolay kolay ölmeyecek bir eser. Herkese iyi okumalar dilerim.
Aşağıda kitaptan bazı alıntılar bulacaksınız:
Zamanımın geri kalan kısmını gayet iyi düzenlemiştim. O zaman sık sık şöyle düşündüm: beni kuru bir ağacın gövdesine hapsetseler de başımın üstündeki gök parçasına bakmaktan başka yapacak bir işim olmasa da yavaş yavaş ona da alışacaktım.
**
Günün birinde gardiyan bana beş aydır hapiste olduğumu söylediğinde ona inandım ama ne dediğini anlamadım. Bana göre hücrenin içine doğan hep aynı gün, yaptığım iş de hep aynı işti.
Kitap adı: Yabancı – Albert Camus
Orijinal adı: L’Etranger
Yazar: Albert Camus
Çeviri: Samih Tiryakioğlu
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa: 119
Baskı: 2015
Tür: Roman
- Like
- Digg
- Del
- Tumblr
- VKontakte
- Buffer
- Love This
- Odnoklassniki
- Meneame
- Blogger
- Amazon
- Yahoo Mail
- Gmail
- AOL
- Newsvine
- HackerNews
- Evernote
- MySpace
- Mail.ru
- Viadeo
- Line
- Comments
- Yummly
- SMS
- Viber
- Telegram
- Subscribe
- Skype
- Facebook Messenger
- Kakao
- LiveJournal
- Yammer
- Edgar
- Fintel
- Mix
- Instapaper
- Copy Link
İsimsiz
Posted at 20:16h, 23 OcakBenim kitabım 33 ten başlıyor 109 da bitiyor çok pişmanımaldığım için
Kaptan
Posted at 16:35h, 20 KasımFütursuzca herşeye anlam yükleyen insanoğlunun ne kadar basit şeylerle uğraştığını değişik bir bakış açısıyla anlatıyor.
Ebru
Posted at 10:57h, 08 NisanMerhabalar,
Albert Camus’un en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilen ‘’Veba’’ romanından beni en çok etkileyen 24 alıntıyı okumanız üzere ben de sizinle paylaşmayı çok isterim: ebrubektasoglu.com/yazi/albert-camus-veba-romanindan-24-etkileyici-alinti/
Güzel okumalar dilerim,
edebiyatla ve sağlıcakla kalın.
Deniz
Posted at 01:23h, 01 OcakAçıkçası kitabın ilk bölümünü okurken biraz sıkıldım fakat merak unsuru ikinci bölümden sonra biraz daha devreye girdiğinden bir solukta okuyabilcegim bir kitapti.Yani aslında ana kahramanın icinde bir bakıma kendi benliğimi de sorguladigim bir kitapti.Tabiki etkilendigim yerler oldu ozellikle “bir adamı öldürmekten değil de annemin cenazesinde aglamadigim için idam ediliyorum.”cümlesi.Adamin tabiki siradisi bir benligi var özellikle diğer insanlardan daha çok durumlara alisabilen bir insan.Olaylardan çok düşüncelere odaklayan bir kitap tersi olsaydı ana kahramanın neden bir adamı öldürdüğü anlatılırdı diye düşünüyorum.Onun dışında bir idam mahkumunun son günü kitabını da animsatmadi değil.