29 May Kayığım Rosinha – Jose Mauro de Vasconcelos
Vasconcelos’un, delilik ve normallik kavramlarını ters düz ettiği güzel romanı.
Eğlenceli ama boş hale getirilmiş şehir yaşamıyla, bir yerlerde hala kırık dökük de olsa yaşamını sürdürmeye çalışan doğayı karşılaştırabileceğiniz hüzünlü bir hikaye.
Ze Oroco adlı adam, kayığı Rosinha ile konuşur; tek taraflı değil, iki taraflı bir konuşmadır bu. Rosinha bir vakitler, kayık olmayı isteyen bir ağaçtır ve bir gün dileği kabul olur. Kızılderililer tarafından keşfedildiğinde, bir kayığa dönüşür. Ze Oroco’ya, dinlemekten keyif aldığı, doğaya dair güzel hikayeler anlatır.
Ze Oroco’nun her şeyden haberi vardır. Nehir ne zaman kabaracak? Yağmur yağacak mı? Bir yerde balık akını mı var? Her şeyi bilir, kayığı Rosinha her şeyi anlatır ona.
Fakat bir gün, ağaçlarla konuşabildiği sırrını paylaştığı bir doktor tarafından, sözde “deliliğini” iyileştirebilmek için, bir akıl hastanesine yatırılır.
Ze Oroco, zoraki tutulduğu bu hastanede hüzün dolu yıllar geçirir.
Sonunda “iyileşmiştir”. Serbest kalır fakat çalışmaya başladığı şehir yaşamında eski mutluluğunu, eski huzuru bulamaz. Daha güzel yaşayabilmek için “normal” olması gerektiği söylenmiştir, o halde neden deli olduğu zamanlardaki gibi mutlu değildir?
Ze, kendine bile itiraf edemese de, aslında deli olduğu zamanları özlemektedir.
Bir gün yeniden Rosinha’ya döner, Ze. Kayık yaşlanmış, çürümüş, kullanılmaz hale gelmiştir. Güç bela nehre sürükler onu. Üzerine biner ve nehre açılır. İyileştiğine emin olmak istediği bahanesini öne sürse de, içten içe yeniden sevgilisi Rosinha ile konuşabilmeyi ümit etmektedir.
Ze hala deli midir? Yoksa iyileşerek, içindeki doğaya seslenebilen saflığı kayıp mı etmiştir?
Deli olmak mı daha güzeldir, yoksa normal olmak mı?
Bu soruların cevaplarını kitabı okuduğunuzda almanız gerekir, sanıyorum.
Ve Kayığım Rosinha’yı özümseyebilen bir insanın, ağaçlara, kuşlara, toprağa, nehre başka gözlerle bakmaya başlayacağına da eminim.
İşte öyle güzel bir roman.
Gözüm kapalı tavsiyemdir.
Son olarak, kitaptan çok hoşuma giden kısa parçalar paylaşıyorum…İyi okumalar dilerim!
“Rüzgar, hiç kuşkusuz, iradesinden çok daha güçlü birinin buyurduğu görevi yapıyordu. Ya yağmur? Neden onu dünyaya getirmişti? Bunu da düşünmemesi gerekiyordu. Kendisini hayat denen hüzne alıştıran yağmurun nemli parmaklarına karşı nankörlük ediyordu belki. En iyisi uyumaktı.
…
Şu soğuk! Gündüz demeden gece demeden ilerlemek zorunluluğu! Ve de nereye?”
***
” ‘Ağaç ağaçtır, yineleyin bu sözü.’
Susuyordu ve karşılık vermiyordu.
Genç kız bir sigara paketi alıyor ve uzaktan ona bir sigara paketi uzatıyordu.
‘Söyleyin: Ağaç ağaçtır ve ağaçlar konuşmazlar.’
Canı öylesine sigara içmek istiyordu ki, inadından daha güçlüydü bu. Makine gibi yineliyordu:
‘Ağaç ağaçtır ve ağaçlar konuşmazlar.’ ”
***
“Ulu Tanrım!
…
Her şey için teşekkür ederim. Bir de; her zaman dilediğim gibi, hep sevdiğim birinin yanında ölmeme izin verdiğin için.
Teşekkür ederim, Tanrım, çünkü her şeye rağmen hayat güzel!”
Kitap adı: Kayığım Rosinha
Orijinal adı: Rosinha, Minha Canoa
Yazar: Jose Mauro de Vasconcelos
Çeviri: Aydın Emeç
Yayınevi: Can
Sayfa: 231
Baskı: 2014
Tür: Roman
#Kayığım Rosinha – Jose Mauro de Vasconcelos #Kayığım Rosinha #Jose Mauro de Vasconcelos #Vasconcelos
- Like
- Digg
- Del
- Tumblr
- VKontakte
- Buffer
- Love This
- Odnoklassniki
- Meneame
- Blogger
- Amazon
- Yahoo Mail
- Gmail
- AOL
- Newsvine
- HackerNews
- Evernote
- MySpace
- Mail.ru
- Viadeo
- Line
- Comments
- Yummly
- SMS
- Viber
- Telegram
- Subscribe
- Skype
- Facebook Messenger
- Kakao
- LiveJournal
- Yammer
- Edgar
- Fintel
- Mix
- Instapaper
- Copy Link
Yorum yok