10 Oca İpek Evi – Anthony Horowitz
Sherlock Holmes’e ve olayları çözüş şekline hayran oluşum su götürmez bir gerçek. Ne var ki bu gerçek beraberinde belli başlı sorunları da getiriyor: iyi bir Sherlock Holmes kitabını nasıl bulacağım? Başlarda bu konuda çoğu kez hayal kırıklığına uğradım. Kitapçılardan bir heves gidip alıyor fakat eve gelip okumaya başladığımda, kitabın basit kaçan dilinden dolayı okuma şevkim kırılıyordu. Bu kitapların çoğu Sir Arthur Conan Doyle yani gerçek Sherlock Holmes yazarının adıyla basılmış seri şeklindeki kitaplardı. Ne yazık ki Sherlock Holmes hikayelerinin o gizemli, içine çeken aurasına hiçbiri sahip değildi.
Neyse ki onca denemeden sonra sonunda amacıma ulaştım.
Conan Doyle Vakfı’nun 125 yıllık tarihinde ilk kez onayladığı İthaki yayın evinden çıkma: İpek Evi.
Arka kapağından kısa bir alıntı yaparsam, konusunu kısaca özetlemiş olabilirim:
“Yassı kasketli tuhaf bir adam tarafından tehdit edilen Edmund Carstairs, Sherlock Holmes ve Dr. John Watson’ı ziyaret edip yardımlarını ister. Holmes ve Watson kendilerini derin bir uluslararası komplonun içinde bulurlar. Yeraltı dünyası, Londra’nın loş sokakları, keşhaneler…Olayları aydınlattıkça karşılarına gizemli İpek Evi çıkmaya başlar.”
Anthony Horowitz’in yazdığı bu kitap okuyucuya merak dolu bir Sherlock Holmes macerası yaşatıyor. En sevdiğim yanı, farklı yerlerde yaşanmış birbirinden bağımsız gibi görünen hikayeler, en sonunda tek bir gizemde buluşuyor. Ayrıca diğer hikayelerden biraz farklı olarak, işin oldukça duygusal bir yanı da var. İpek Evi’nin aslında “ne” olduğunu öğrenince şaşıracağınıza eminim. Şöyle söyleyeyim, sonunda Sherlock Holmes’ü bile dehşete düşürecek bir şekilde çözülüyor hikaye. Sherlock Holmes okuyanlar, onun ne kadar soğukkanlı ve rahat bir insan olduğunu bilirler oysa ki.
İpek Evi’ni okursanız eğer, sırf “sherlock holmes” adı üzerinden para kazanmak için yazılmış içi boş bir kitap olmadığını göreceksiniz. İçinde, insanı düşündüren ve farkındalık kazandıran güzel mesajlar da yer alıyor.
“Ve bir de asrımızın en büyük laneti olan o vurdumduymazlık vardı: Binlerce çocuğu dilenmek, yankesicilik ve hırsızlık yapmak veya bunları beceremezlerse, kimsesiz ve sevgisiz olarak, bir köşede sessizce ölmek üzere sokağa mahkum eden o lanet olası vurdumduymazlık…” – Watson.
Bildiğiniz üzere hikayeyi Watson yazıyor. Bu kitapta Watson, Sherlock’un ölümünden bir yıl sonra, hem Sherlock’ü hem de kendisini dehşete uğratan bu karanlık hikayeyi yazmak için kalemini son kez eline alıyor. Kendisinin deyimiyle “neşredilemeyecek kadar korkunç ve tahayyül ötesi” bir olaylar silsilesi. Watson’ın bu hikayeyi neden yazdığı ile ilgili duygusal mektubu kitabın önsözünde, bu yüzden bir alışkanlığa kapılıp önsözü atlamayın derim…Tabii sonsözü de öyle. Şu cümleler beni olduğu gibi sizi de duygulandıracaktır sanıyorum:
“Elim ağrıyor ve tüm hatıralarım kağıda dökülmüş durumda. Keşke anlatacak daha çok şeyim olsaydı, zira son noktamı koyduktan sonra, yeniden yalnızlığımla baş başa kalacağım.”
Baker Caddesi 221B’den bildirildi.
Kitap adı: İpek Evi
Orijinal adı: The House of Silk
Yazar: Anthony Horowitz
Çeviri: Murat Özbank
Yayınevi: İthaki
Sayfa: 288
Tür: Polisiye, Roman
#İpek Evi – Anthony Horowitz #İpek Evi #Anthony Horowitz
- Like
- Digg
- Del
- Tumblr
- VKontakte
- Buffer
- Love This
- Odnoklassniki
- Meneame
- Blogger
- Amazon
- Yahoo Mail
- Gmail
- AOL
- Newsvine
- HackerNews
- Evernote
- MySpace
- Mail.ru
- Viadeo
- Line
- Comments
- Yummly
- SMS
- Viber
- Telegram
- Subscribe
- Skype
- Facebook Messenger
- Kakao
- LiveJournal
- Yammer
- Edgar
- Fintel
- Mix
- Instapaper
- Copy Link
Yorum yok